DENTDİZAYN BLOG



Restoratif Diş Tedavisi Nedir? Nasıl Yapılır?

Restoratif Diş Tedavisi Nedir? Nasıl Yapılır?

Farklı ağız ve diş problemlerine sahip olan kişiler hayatlarının belirli dönemlerinde restoratif diş tedavisine ihtiyaç duyabilir. Diş yapısı gereği tedavisi olmayan diş bozuklukları, diş eksikliğinden kaynaklanan boşluklar ya da kırık diş uçları, bu senaryolardan sadece birkaç tanesi. Restoratif diş tedavisi, aslında ismini çok iyi bildiğiniz “restorasyon” kavramında alır. Yani tedavilerin özünde bozuk, hasar almış ya da tahrip olmuş dişleri “restore etmek”, yeniden yapılandırmak yatar.

 

Restoratif diş tedavisi yöntemlerine başvurmadan önce kişinin tam olarak sorununun ne olduğunu tespit etmesi ve ona göre bir restorasyon çözümü arayışına girmesi gerekir. Restoratif diş tedavisi süreçlerine ihtiyaç doğuracak sebepler ise oldukça çeşitlidir; çatlak bir diş, geri dönüşü olmayan, ileri seviye bir çürük ya da eski restorasyon tedavisinden baki kalan bozukluklar, dişlerde restorasyon gidilmesine zemin oluşturabilir. Eğer siz de restoratif diş tedavisi nedir, nasıl yapılır ve hangi durumlarda başvurulur gibi soruların cevaplarını merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz. Buradaki çözüm ve yöntemleri değerlendirerek restoratif diş tedavisine uygun bir aday olup olmadığınızı belirleyebilirsiniz.Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.

 

Restoratif Diş Tedavisi Nedir?

Restoratif diş tedavisi ne yapar sorusunun cevabı aslında oldukça kapsamlıdır. Restoratif diş tedavileri kapsamında ağız ve diş sağlığında meydana gelebilecek problemler hem işlevsel hem estetik bir bakış açısı ile elen alınır. Ağız ve diş sorunlarını yeniden yapılandırmayı amaçlayan bir diş hekimliği branşı olan restoratif diş tedavisi, pek çok farklı tedavi yöntemini bünyesinde barındırır. Elbette bu tedavi yöntemleri ağız içindeki soruna ve sorunun büyüklüğüne göre değişir. Restoratif diş tedavileri kapsamına kuronlar, dolgular, köprüler ya da veneerler dahil edilebileceği gibi, sadece estetik diş tedavilerinin de restoratif amaçla kullanıldığı görülmüştür. Kısacası restoratif diş tedavilerinde çözüm, tamamen soruna bağlı bir biçimde şekillendirilmektedir.

 

Restoratif Diş Tedavisi Hangi Durumlarda Uygulanabilir?

Restoratif diş tedavisi yöntemleri, az önce de değinmiş olduğu gibi farklı formlarda ve gereksinimlerde başvurulabilen tedavi yöntemleridir. Bir diş eksikliği giderme yöntemi olan köprü de restoratif amaçla kullanılabileceği gibi daha çok çürük tedavisinde başvurulan dolgu yöntemi de restoratif diş dolgusu ya da estetik dolgu adı altında restorasyon amaçlı tercih edilebilir. Tekrar belirtmekte fayda vardır ki dişte restorasyon, tamamen hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve sağlık sorunlarına göre belirlenir.

 

Bununla birlikte en yaygın olarak başvurulan restoratif diş tedavisi yöntemlerinin aslında diş boşluklarını gidermekte kullanıldığını söylemek yanlış olmaz. Prostodontik diş hekimliği olarak da anılan restoratif diş hekimliği, temel olarak tek bir amaca odaklanır: Doğal diş yapısını olabildiğince korumak. Elbette ileri seviye diş problemlerinde dişin organik yapısını muhafaza etmek her zaman mümkün olmayabilir; burada da kapsamlı restoratif diş tedavileri devreye girer.

 

Eksik dişlerden dolayı ağız içinde meydana gelen boşlukların kapatılmaması, başta plak ve bakteri oluşumu olmak üzere pek çok farklı sağlık sorununa yol açabilir. Çürük oluşumuna yol açabilecek bu durum, aynı zamanda çiğnemeyi zorlaştırır ve diğer çevre dişlere daha fazla baskı uygulayarak onları daha da yormaya başlar. Bu tip durumlarda diş yapısına ve sorununa en uygun doldurma tekniği seçilmeli ve vakit kaybetmeden boşluk doldurulmalıdır. Köprü, implant, veneer, dolgu veya protez, duruma göre restoratif diş tedavilerinde başvurulabilen yöntemlerdir.

 

Restoratif Diş Tedavisi Nasıl Yapılır, Çeşitleri Nelerdir?

 

Restoratif diş tedavisi nasıl yapılır sorusunun cevabına hangi yöntemi tercih edeceğinize bağlı olarak cevap vermek gerekir. Dişlerinizdeki soruna bağlı olarak karşınıza birden fazla yöntem çıkar. Bu yöntemler arasında karar verirken hem fizyolojik faktörleri hem de mali unsurları göz önünde bulundurmanız gerekir. Diş hekiminiz, doğal diş yapınızı mümkün olduğunda muhafaza etmeye çalışacağı için en efektif restorasyon tedavisini tercih etmek için uğraşacaktır. Günümüzde diş hekimliği dünyasında meydana gelen ileri seviye teknolojik gelişmeler ışığında en sık kullanılan diş restorasyon yöntemlerini, doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki farklı grupta ele almak mümkündür.

 

Restoratif Diş Dolgusu

 

Doğrudan restorasyon tedavilerinde söz konusu diş boşluğuna direkt restoratif diş dolgusu yerleştirilmesi amaçlanır. Bu tedavi yöntemi genellikle kısa sürer ve tek bir seansta tamamlanabilir. Diş hekiminiz farklı dolgu çeşitleri arasından dişlerinizdeki boşluğun yapısına ve büyüklüğüne göre bir dolgu seçer ve onu yerleştirir.

 

İnlay, Onlay & Kuron

İndirekt restoratif diş tedavileri olarak da bilinen bu yöntemler, dişlerde restorasyon dendiğinde akla gelen ilk uygulamalar olan kuron, inlay ve onlay uygulamalarından meydana gelir. İnlay ve onlayler, aslında tedavi esnasında kullanılan birer apareydir. Apareyler, özelleştirilebilen diş boşluğu doldurma aparatları olarak da geçer. İnlay, dişin en sivri ucunda yer almak üzere tasarlanan bir aparey, onlay ise çiğneme yüzeyini kapsayacak şekilde üretilen bir restoratif diş aparatıdır. Onlay aynı zamanda birden fazla dişteki sivri uçları kaplamak üzere de kullanılabilir. Yine dolaylı restoratif diş tedavisinde kullanılan bir diğer aparey de kurondur. Kuron, dişin çiğneme yüzeyinin tamamını kapsar.

 

İnlay, onlay ve kuronlar, pek çok farklı malzemeden üretilebilir; ancak hastaların en sık tercih ettiği ve diş hekimlerinin de güvenle önerdiği en yaygın materyal porselendir.

 

Veneer

Veneerler, çoğunlukla dişlerin doğal rengi ile uyuşan bir renkten üretilen, kompozit dolguyu andıran bir materyal katmanı olarak geçer. Veneer yöntemi, porselen ya da kompozit maddeden elde edilen bir sıvının, dişin dış yüzeyine sıvı misali yedirilmesi ile uygulanır. Daha çok ön alt ve ön üst dişlerde kullanımı tercih edilen veneeer uygulamasının hastaya sağladığı en büyük avantaj, çatlak, kırık ya da hizasız dişlere daha estetik bir görünüm kazandırmaktır.

 

Çıkartılabilir Apareyler

Çıkartılabilir restorasyon apareyleri, üzerine takma dişlerin bulunduğu ve bu dişlerin bir çerçeve ile desteklendiği protez cihazlarıdır. Sabitleyici yardımı ile doğal dişlere takılır ancak sıvalanmaz, bu yüzden de çıkartıp takmak mümkündür.

 

İmplantlar

Çene kemiğine titanyum bir vida yerleştirilmesi ile başlayan implant tedavisi, diş boşluğuna suni bir diş kazandırma amacı güder. Vidanın üzerine bir kuron yerleştirilir ve kuronun gerçek diş görevi görmesi hedeflenir. Doğal diş yapısını korurken dişteki eksikliği giderme konusunda en dayanıklı ve en kalıcı tekniği sunan implant, yapılan araştırmalara göre diş eksikliği giderme tedavi yöntemleri arasında en doğan görünümü veren uygulamadır.

 

Bonding

Bonding yönteminde iki diş arasındaki ufak boşlukların kapatılması amaçlanır. Özellikle ön merkez dişlerdeki estetik bozuklukları giderme konusunda başarılı bir yöntem olan bonding, bir yandan kozmetik açıdan sağlıklı bir çözüm sunarken diğer yandan iki diş arasındaki boşlukta oluşabilecek bakteri ve plak oluşumunu da böylece engellemiş olur.

 

Restoratif Diş Tedavileri Fiyatları Ne Civarda?

Eğer siz de eksik diş sorunundan şikayetçiyseniz ve dişlerinizdeki boşlukları restoratif diş hekimliği yöntemleri ile gidermek istiyorsanız, doğru adreste olduğunuz kesin. İstanbul’da yer alan diş kliniğimiz ile iletişime geçerek tecrübeli restoratif diş tedavisi uzmanlarımız ile görüşebilir, size en uygun restoratif diş tedavisi fiyatlarını detaylıca öğrenebilir ve hemen bir randevu oluşturabilirsiniz.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



Diş Eksikliğinde İmplant Mı, Köprü Tedavisi Mi?

Diş Eksikliğinde İmplant Mı, Köprü Tedavisi Mi?

Diş eksikliği, bir yandan gülüşünüzün nasıl göründüğünü doğrudan etkilerken diğer yandan fonksiyonel olarak dişlerinizde bariz sıkıntılara yol açar. Diş kaybı aynı zamanda özgüveninizi de doğrudan etkileyerek kişisel olarak kendinizi kötü hissetmenize yol açar. Diş kaybı ile meydana gelen diş eksikliklerinde temel olarak başvurulan iki adet diş tedavisi yöntemi bulunmaktadır. Köprü tedavisi ve implant.

Her ne kadar ikisi de temel olarak hastayı aynı sonuca ulaştırmayı hedeflese de, farklı teknikler ve yöntemler kullanılarak gerçekleşen ve özellikle uygulama esnasında bariz farklılıklar barındıran işlemlerdir. Bununla birlikte hem köprü hem implant tedavisinin hastaya uzun vadede sağlığı fayda ve avantajlar da değişebilmektedir. 

Eğer siz de diş kaybı sonrası ağzınızda oluşan diş eksikliklerine karşı bir diş tedavisi yöntemi arıyorsanız, implant ve köprü arasındaki benzerlikleri, farklılıkları ve nasıl yapıldıklarını çok iyi anlamanız gerekir. Hangi yöntemin sizin için daha doğru olduğunu, kapsamlı bir araştırma ve tecrübeli bir diş hekimi ziyaret sonrası karar verebilir, ona göre dişlerinizdeki eksiklikleri size en uygun yöntem ile doldurabilirsiniz. İmplant tedavisi ve köprü tedavisi hakkında bilmeniz gereken her şey bu yazıda sizi bekliyor.Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.

İmplant Nedir?

Tahmin edebileceğiniz gibi bir dişin altında yer alan yapının oldukça karmaşık ve komplike bir doğası vardır. Kemik, bağ dokuları ve sinirlerin de bir araya gelmesinden oluşan bu yapı ortadan kalktığı zaman, yan taraflardaki alanlar da yavaş yavaş bozulmaya başlar. Dental implantlar, çoğunlukla titanyumdan elde edilen metal bir direk yardımı ile bu yapının yerini yeniden doldurmayı amaçlar. Birkaç aylık süren tedavi sürecinde bu metal implantın etrafında yeni kemik yapısının oluşması amaçlanır. Yeni yapılanma diş hekiminiz tarafından test edildikten ve yeterince güçlü ilan edildikten sonra implant vidasını üzerine bir kuron yerleştirilir ve sabit kalacak şekilde oturtturulur. En kısa hali ile implant tedavisinin bu şekilde gerçekleştiğini söylemek mümkün.

İmplantın Artıları ve Eksileri

Dental implantların en büyük avantajlarından bir tanesi, boşluk yer alan dişin etrafında yer alan dişlere minimum oranda baskı oluşturuyor olmasıdır. İmplantlar aynı zamanda kemik yapısının ve diş etlerinin sağlıklı bir şekilde yeniden yapılanmasını da teşvik eder. Çene kemiğine ve çeneye gelebilecek zararı uzun vadede minimize eden implantlar, genellikle yüksek kaliteli oldukları ve tecrübeli bir diş hekimi tarafından yerleştirildikleri takdirde hastaya bir ömür boyu hizmet edebilirler.

 

Söz konusu dişsizlik olduğunda implant tedavisi, günümüzde en yaygın olarak kullanılan tedavi yöntemi olarak bilinir. İmplant tek dişe uygulanabileceği gibi en teknolojik yöntem olan All-on-Four tekniği ile tüm dişlere de uygulanabilmektedir. Bu da implantın tüm dişlerini kaybetmiş hastalara sağladığı bir diğer avantajdır.

 

Köprü Nedir?

Dental köprü tedavisi, dişteki boşluğun etrafında yer alan sağlıklı yapıya tutturulur ve her iki alan arasında bir “köprü” görevi görerek arada kalan boşluğu doldurmayı amaçlar. Köprü tedavisinin daha geleneksel tekniklerinde diş eksikliğinin meydana getirdiği boşluğun her iki tarafındaki sağlıklı dişler, bazı durumlarda köprünün daha iyi yerleşebilmesi için tıraş edilebilir. Elbette dişin kesilmesi, hastanın sağlıklı dişlerine bir müdahale olarak görüldüğü için her zaman öncelikli olarak tercih edilen bir yöntem değildir. İstenen düzeyde bir oyuk açıldıktan sonra her bir dişin üzerine küçük bir başlık yerleştirilir ve köprü, bu başlıklara tutturulur. Bu sayede eksik dişin boşluğu doldurulmuş olur. Ağzın yeteri kadar baskı alamayan bölümlerinde diş eksikliği söz konusu olduğu zaman diş hekimleri, kanatlı köprü kullanımı tercih edebilir.

 

Köprünün Artıları ve Eksileri

Diş eksikliğinde köprü tedavisinin sunduğu temel ve neredeyse tek sayılabilecek avantaj, diğer diş boşluğu doldurma tedavilerine oranla daha düşük maliyetli olmasıdır. Köprü tedavisi fiyatlarının diğer tedavilere kıyasla daha düşük olmasının en temel sebeplerinden bir tanesi ise prosedürün kısa sürmesi ve implantta olduğu gibi ömür boyu kullanım garantisi verememesidir.

 

Köprü tedavisinin dezavantajlarına değinmeden önce bu tedavi yönteminin diş eksikliği giderme konusunda – özellikle günümüz teknolojik tedavi yöntemleri göz önünde bulundurulduğunda – demode ve ilkel bir yöntem olduğunu vurgulamak gerekir. Her ne kadar diğerlerine kıyasla daha uygun fiyatlı bir tedavi yöntemi olsa da, köprü tedavisinin hastaya uzun vadede getireceği birden fazla risk de mevcuttur. Öncelikle köprüler, tutunmak için boşluğun etrafındaki diğer sağlıklı dişlerden destek aldığı için bu dişlere hatrı sayılır bir baskı oluşturmaktadır. Sağlıklı dişleri uzun vadede yoracak olan dental köprü, bu yüzden hiçbir zaman ömür boyu kullanım vaat edemez. Bununla birlikte diş köprüleri, diş yapısının altında yer alan sorunların hiçbiri ile ilgilenmez. Sadece dışarıda meydana gelen boşluğu doldurmak üzere kullanılan köprü tedavisi, çene kemiğine ya da diş köküne değinmediği için yine kalıcı bir çözüm olmaktan oldukça uzaktır. Tam olarak bu yüzdendir ki köprü tedavisi ile kapatılan diş boşluklarında alt yapısal sorunlar baki kalmaya devam eder.

 

Az evvel bahsetmiş olduğumuz kanatlı diş köprüleri de, onları yaptıran hastalar arasında en sorun yaratan tedavi yöntemleri arasında bilinmektedir. Tek bir dişe ya da iki dişe birden yüksek miktarda kuvvet uygulamak zorunda olan bu köprüler, çiğneme ya da ısırma esnasındaki baskıya gelemeyecek kadar hassas ve dayanıksız bir yapıya sahiptir.

 

İmplant Mı Köprü Tedavisi Mi: Sizin İçin En Uygun Olanı Hangisi?

Gördüğünüz üzere implant tedavisi de, köprü tedavisi de farklı teknikler kullanılarak inşa edilen diş eksikliği giderme yöntemleridir. Diş köprüleri iki diş arasında yer alan boşluğu yapay bir diş ile kapatmadan ibaretken implantlar, çene kemiğine yerleştirilen titanyum bir vidadan meydana gelir ve hastaya diş boşluğu yerine “gerçek bir diş” kazandırma hissiyatı vermeyi amaçlar. Şimdi gelin, köprü tedavisini ve implant tedavisini yakından karşılaştıralım ve sizin için en uygun olan yöntemi seçmenizde yardımcı olalım:

Dayanıklılık:İmplant vidaları doğrudan çene kemiğine yerleştirilir ve gerçek diş kökü ile benzer bir işlev göstermeleri beklenir. Köprülerin diş kökü ile içeriden hiçbir bağlantısı olmadığı için implant kadar dayanıklı değildir.

Uzun Vadeli Kullanım:Çene kemiğine yerleştirilen implant vidası üzerine konan kuron diş, doğal dişinize yakın bir alt yapıya sahip olduğu için ömür boyu kullanım vadeder. İmplant tedavileri sonrası uzun süreli kullanım oranı yüzde yüze yakındır. Öte yandan köprü tedavilerinin ömür boyu işlevsellik gösterdiğine diş hekimliği dünyasında neredeyse hiç rastlanmamıştır.

Ağız & Diş Problemlerini Giderme:İmplant, dişteki eksiklikten meydana gelen yapısal sorunları, çene kemiğine yerleştirilen vida sayesinde giderir. Öte yandan köprüler, sadece dışarıdan gözüken boşluğu doldurmak üzere kullanılan, geçici çözümlerdir. Başka bir deyişle implant hem estetik hem fonksiyonel açıdan, diş boşluğunu 360 derece bakış açısı ile iyileştirirken köprü tedavisi geçici ve kozmetik bir çözüm sunmaktadır.

Maliyet:Her ne kadar implant fiyatları, köprü fiyatlarına nazaran daha yüksek olsa da, kişi implant tedavisini hayatında sadece bir kere yaptırmak zorunda kalacaktır. Öte yandan düşük bir maliyete yaptırmış olduğunuz köprü, birkaç yıl içerisinde bozularak işlevselliğini kaybedecek ve size yeniden bir maliyet teşkil edecektir. Bu yüzden de implant mı köprü mü sorusuna cevap ararken sadece genel olarak fiyatları değil, her iki tedavi yönteminin de sunduğu fiyat-performans oranını incelemek gerekir.

Uzman Görüşü:Alanında uzman diş hekimleri, hem uzun vadeli kullanım, hem fonksiyonellik, hem sağlık hem de estetik açıdan diş eksikliği giderilmesinde en güncel ve kalıcı yöntemin implant tedavisi olduğunu vurguluyor.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz



En İyi Diş Fırçalama Nasıl Yapılır?

En İyi Diş Fırçalama Nasıl Yapılır?

Çoğumuz dişlerimizi olması gerektiği gibi günde iki kere, sabah akşam fırçalıyor ve yeterli, doğru bir ağız & diş bakımı gerçekleştirdiğimize inanıyoruz. Oysa ki ağız ve diş hijyeninin etkili bir biçimde sağlanabilmesi için en az diş fırçalama sıklığınız ve düzeniniz kadar diş fırçalama teknikleriniz de önemlidir. Her gün birkaç dakikanızı ayırdığınız diş fırçalama, ancak ve ancak doğru şekilde yapıldığı zaman verimli bir hal alabilir. En iyi diş fırçalama yöntemleri nelerdir, dişlerinizi fırçalarken nelere dikkat etmelisiniz ve diş fırçalamaya dair en merak ettiğiniz soruların cevabı, diş fırçalama ile ilgili bu kapsamlı rehberimizde sizi bekliyor.Bizle iletişime geçmek, Dent Dizayn Kliniklerinden randevu almak için lütfen bu linke tıklayın.

 

Doğru Diş Fırçalama Neden Önemlidir?

Dişlerinizi doğru bir biçimde fırçalıyor olmanızın pek çok önemli sebebi vardır. Az önce de bahsetmiş olduğumuz gibi; sadece sabah akşam dişleri fırçalamak yeterli değildir, aynı zamanda doğru diş fırçalama tekniklerini kullanmak gerekir. Dişlerinizi düzenli ve düzgün bir biçimde fırçaladığınız takdirde başta tehlikeli diş hastalıkları olmak üzere pek çok sağlık sorununu kendinizden uzak tutmuş olursunuz.

– Ortalama bir insan günde 3-4 öğün yemek tüketir. Bu yemeklerden arda kalan kalıntılar, dişler arasında birikerek bakteri oluşumuna davetiye çıkartır. Bu bakteriler ise pek çok diş problemine yol açabilir. Dişleri özellikle yemeklerden sonra düzenli olarak fırçalamak, bu gıda artıklarının birikmesini engeller.

– Diş çürüklerinin oluşmasında etkili birinci sebep, yetersiz ağız ve diş bakımıdır. Başka bir deyişle siz dişlerinizi fırçalamayı ihmal ettiğiniz sürece dişlerinizde çürük oluşması riskini artırmış olursunuz. Diş çürükleri vaktinde tedavi edilmediği zaman diş kaybına dahi yol açabilir.

– Dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak, kötü ağız kokusu oluşumunu engeller.

– Tıpkı diş hastalıklarında olduğu gibi diş eti hastalıklarında da en temel sorun, yetersiz diş bakımı, yani dişleri fırçalamamaktır. Başta gingivit olmak üzere pek çok diş eti problemi ve enfeksiyonu, dişlerin düzenli olarak fırçalanmamasından doğar.

– Düzenli olarak dişlerinizi fırçaladığınız takdirde ağızda diş apseleri oluşmasını engellemiş olursunuz.

– Çoğu kişinin hayalinde düzgün, estetik ve en önemlisi de bembeyaz bir gülüş vardır, ancak dişler düzenli olarak fırçalanmadığı sürece bembeyaz olmaları neredeyse imkansızdır. Gün içerisinde tükettiğiniz yiyecek ve içecekler, dişler üzerinde bir tabaka oluşturur. Bu tabaka düzenli olarak dişler üzerinden alınmadığı sürece zamanla kalıcı hale gelir ve dişlerin sararmasına, beyazlıktan giderek uzaklaşarak estetik yoksunu bir görüntü almasına sebebiyet verir. Eğer beyaz ve güzel bir gülüş istiyorsanız, dişlerinizi her gün düzenli olarak fırçalamanız gerekir.

– Diş fırçalama uzun vadede kişiye bireysel maliyet avantajı sağlar. Diş fırçalamayı sürekli bir alışkanlık haline getirdiğiniz takdirde fırçalamamaktan dolayı oluşacak sağlık problemlerinden kaçınmanıza, bu sayede de bu sağlık problemlerinin yaratacağı ekstra maliyete katlanmak zorunda kalmamanıza vesile olur.

 

– Çocuklarda diş fırçalama alışkanlığı yaratmak da bu sürecin önemli bir parçasıdır. Bilinçli bir çocuk olarak küçüklüğünden itibaren dişlerini günde en az 2 kere fırçalama alışkanlığı edinen kişi, yetişkinlik döneminde daha az dişçi kliniği ziyaretine yatırım yapmış olur.

 

Diş Nasıl Fırçalanır?

Dişlerinizi düzgün olarak fırçalamayı öğrenmek, etkili ağız ve diş bakımının temel taşlarındandır. Bu sayede aynı zamanda diş çürüklerinden ve diş eti problemlerinden de uzaklaşmış olursunuz.  Diş hijyeni sağlamak, onları her daim doğal beyazlığında tutmak ve ağız & diş problemlerini uzaklaştırmak için izlemeniz gereken diş fırçalama adımları şu şekilde:

* Diş fırçalamaya başlarken diş fırçasını diş eti hattınıza 45 derecelik açı ile gelecek şekilde tutun.
* Fırçalarken diş fırçasını dairesel hareketler ile, ileri ve geri şekilde oynatın.
* İlk etapta dış ve iç yüzeylerden başlayın.
* Önce üst dişlerinizin dış ve iç yüzeyini, ardından alt dişlerinizin dış ve iç yüzeyini fırçalayın.
* Bu işlem tamamlandıktan sonra bütün dişlerin çiğneme yüzeylerini fırçalayın.
* Diş eti hattını da fırçalamayı ihmal etmeyin.
* Fırçayla dişlerinize baskı uygularken gereğinden fazla baskı uygulamadığınıza, diş etlerinizi kanatacak kadar sert bir fırçalama tekniği kullanmadığınıza dikkat edin.
* Diş ve diş etleri tamamlandıktan sonra dilinize geçin. Tercihen diş fırçanızın ters yüzü ile dilinizin ortasını temizleyin.

 

Başlamadan önce hangi diş macunu ve diş fırçası markasını kullanmanız gerektiğini, hangi diş fırçalama tekniğinden yararlanmanız gerektiğini diş hekiminize mutlaka danışın. Bu konudaki en teknik, en güncel ve en doğru bilgiyi kendisi verecektir.

 

Dişlerimi Ne Sıklıkla Fırçalamalıyım?

Diş doktorları, standart olarak dişlerinizi günde iki kere, ikişer dakika boyunca fırçalamanız gerektiğini vurguluyor. Diş fırçalamanın gerçekten etkisini gösterebilmesi için bu iki dakikayı da verimli kullanmanız gerekiyor. Bu iki dakikanın her bir 30 saniyesini ağzınızın sağ alt, sağ üst, sol alt ve sol üst olmak üzere her bir bölümüne ayırmanız önemli. Dilerseniz diş fırçalamaya başlamadan önce bir kronometre tutabilir ve 2 dakikayı tamı tamına doldurduğunuzdan emin olabilirsiniz.

 

Hangi Diş Macununu & Diş Fırçasını Kullanmalıyım?

Çoğu diş hekimi, yumuşak kıllı diş fırçalarının dişler üzerinde biriken tartar ve plağı en iyi şekilde çıkarttığı kanısında. Bununla birlikte diş fırçası seçerken fırça ağzının olabildiğince küçük olmasına da dikkat etmeli. Bu sayede ağzın her bölgesine ulaşabilir ve ağız içinde fırçalanmamış alan bırakmamış olursunuz. Bazıları manuel diş fırçası yerine elektrikli diş fırçası kullanmayı tercih ediyor. Bu konuda da diş yapınız ve diş sağlığınız gibi faktörleri göz önünde bulundurarak diş hekiminize danışıp bir seçim yapmanız mümkün. Eğer diş hekiminiz elektrikli diş fırçası kullanmamanız gerektiği konusunda ısrarcıysa, manuel diş fırçası ile yetinmeniz gerekecektir; zira bazı ağız yapıları elektrikli diş fırçası kullanımına uygun olmadığı gibi faydadan çok zarar görebilir.

 

Diş Fırçamı Ne Kadarda Bir Değiştirmeliyim?

Diş fırçalama konusunda pek çok kişinin aklındaki yaygın sorulardan bir tanesi de diş fırçasının ne kadar da bir değiştirilmesi gerektiği. Diş hekimleri ve uzmanlar, öncelikle diş fırçasını değiştirmeden önce yıpranma durumunun göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyor. Düzenli olarak dişlerinizi günde en az 2 kez fırçaladığınızı varsayarsak bu yıpranma süresi ortalama 3 ay sürüyor. Başka bir deyişle diş fırçanızı 3 ayda bir değiştirmeniz ideal olacaktır. Burada önemli olan bir diğer konu da, herhangi bir grip ya da benzeri bir hastalık geçirdikten sonra mutlaka diş fırçanızı değiştirmeniz gerektiğidir; zira bu dönemde dişlerinizi fırçaladığınızda bakteri ve virüsler diş fırçasının kılları arasında yerleşebiliyor ve sizi tekrar hasta etme riski barındırıyor.

 

Dişlerinizi Fırçalarken Bunlara Dikkat!

Son olarak dişlerinizi fırçalarken dikkat etmeniz gereken bazı önemli püf noktaları sizin için sıraladık:

– Doğru diş fırçasını satın aldığınızdan emin olun: Diş fırçası temin etmeden önce diş hekiminize danışın, markalar arasında karşılaştırma yapın ve kullanıcı yorumlarını okuyun.

– Acele etmeyin: 15-20 saniye dişlerinizi fırçalamak ile hiç fırçalamamak arasında neredeyse hiç fark yoktur. Her ne kadar 120 saniye bir diş fırçalama seansı için çok uzun gelse de, sarf ettiğiniz eforun işe yaraması için gerekli olan optimal süre budur.

– 45 derecelik açıyı unutmayın: Dişleriniz arasındaki bakteriler ve plak üretimine meyilli kalıntılar, ancak ve ancak doğru diş fırçası tutuşu ile ortadan kalkabilir.

 

– Dilinizi de temizlemeyi unutmayın: Diliniz de bakteri toplama konusunda oldukça hızlı ve başarılı olduğu için dişlerinizi fırçalarken mutlaka onu da temizlemeyi ihmal etmeyin.



Diğer Yazılarımıza Göz Atmak İçin Aşağıdaki Butonları Kullanabilirsiniz